YIL:1 SAYI:3 16-30 KASIM 2010
1. SAYFA
24.09.2010 11:02KEYSUNLU_02
BELDEMİZİN EN ÖNEMLİ EKSİKLİĞİ
Bugün köşemde, beldemizdeki en büyük sorun, buna eksiklikte diyebileceğimiz BİRLİK BERABERLİK meziyetine değinmek istiyorum...
Toplumları sağlıklı bir şekilde ayakta tutan faktörlerin başında birlik ve beraberlik gelir. Bu önemli faktörün zıddı olan tefrika yani bölücülük (Malesef bu tutum ve davranış beldemizde çok yaygın) hastalığına müptela olmak ise, toplumları içten içe yiyerek temelden çökmelerine neden olur. Onun için ne olursa olsun bir olmak güçlü olmak,kuvvetli ve dirayetli olabilmek için velhasılı istediğimiz güce sahip olabilmek için,birlik ve beraberliğe dayanışmaya çok ihtiyacımız var. Organlarından bazıları hasta olan bir beden nasıl zayıf düşerse, kavga gürültü içinde birliklerini kaybeden toplumlar da kısa zamanda zayıflarlar, güçsüzleşirler. Kavga, gürültü, çekememezlik beldemizdeki insanların problemlerini halledememesinin önündeki en büyük engel Halbuki belde ahalisi bir binanın tuğlaları gibi olmalıdırlar ve birbirlerinin eksiklerini gidermelidirler.
Kurtuluş Savaşı’ndaki başarıyı yorumlayan Ulu önder Atatürk, “Bilelim ki, kazandığımız başarı milletin kuvvetlerini birleştirmesinden ileri gelmiştir. Eğer, aynı başarıları ve zaferleri ileride de kazanmak istiyorsak, aynı esasa dayanalım” demiştir. Milli birlik ve beraberliğe büyük önem veren Atatürk, şunları söylemiştir:
“Memleket, dayanışmaya bağlı bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılıkla milleti parçalamak hıyanettir.”
İnsanlar el ele, gönül gönüle verdiklerinde zor gibi görünen işleri de rahatlıkla yapabilirler. Yeter ki birlik ve beraberlik olsun. Ülkeleri ve cemiyetleri ayakta tutan birlik ve beraberlik çimentosudur.
Birlik ve beraberliğin gelişmesinde büyük öneme sahip olmasını beklediğimiz Keysun Birlik Gazetesi, Adındanda anlaşılacağı üzere birlik olmamıza bir vesiledir.Ve de sürekli bu meziyeti her sayısında kendisine düstur edinecektir..
Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah'ın kulları kardeşler olunuz. Hadisi şerif
(Toplulukta, birlik ve beraberlikte rahmet var, ayrılıkta ise azab-ı ilahi vardır.) [ Meşhur hadis ve fıkıh âlimi İmam-ı Beyheki]
Birlik ve beraberlik içindeki toplum çoğaldıkça, rahmet de artar. Hadis-i şerif
BİR OLALIM DİRİ OLALIM GELİN CANLAR KARDEŞ OLALIM.Bir sonraki sayıda aynı köşede buluşmak dileğiyle; kalın sağlıcakla……
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
PAMUK , BUĞDAY VE MISIR FİYATLARI YÜZLERİ GÜLDÜRDÜ.
Beldemizde önemli geçim kaynaklarından pamuk buğday gibi ürünler bu yıl çiftçilerin yüzünü güldürdü. Önceki yıllara nazaran pamuk fiyatlarında bu yıl büyük bir artış yaşanmakta. Geçtiğimiz yıl kilogramı 700-800 lira civarlarında olan pamuk bu yıl yaklaşık iki kat oranında bir artış göstererek 1700- 1750 lira seviyelerine yükseldi. Pamuğun kg. fiyatındaki bu artışın sadece beldemiz insanlarını değil tüm keysun ovasında geçimini pamukla sağlayan levzin abımıstık iznik yoldüzü kesmetepe ve diğer köylerin çiftçilerinide mennun ettiği bildiriliyor. Bu yıl ki pamuk üreticileri emeğinin karşılığını almanın mutluluğunu yaşıyor. Hal böyle olunca pamuk üretiminde ileriki ekim dönemlerinde aşırı bir talep yoğunluğunun yaşanılması bekleniyor. Pamuk fiyatlarında yaşanan bu sürpriz artış sadece pamukta kendini göstermekle kalmadı. Yine bu hasat döneminde buğday fiyatlarında da beklenilenin üzerinde bir artış kendini gösterdi. Rusyanın bu yaz döneminde yaşadığı buğday krizi tahıl ihtiyacına ilgiyi türk tarım sektörüne yöneltti. Bu durum türkiyeye olumlu bir etki göstererek çiftçimizin elindeki buğdayın beklenenin üzerinde alıcı bulmasına neden oldu. Ülke genelinde yaşanan buğday artışı beldemizde de yükselen buğday satışlatının habercisiydi. Geçtiğimiz yıllarda 400- 440 tl arası rakamlarla telaffuz edilen buğday % 40 lık bir artış göstererek kilogramı 700 tl civarlarında alıcısına ulaştı. Yine mısır fiyatları da beldemizde çiftçinin emeğini yabana atmadı. alın terimizin karşılığını veren mısır ise kilogramı 500 tl civarlarında bir satış seyri izledi. Hal böyle oluncu keysun çiftçisinin yüzlerini güldürmüş oldu. Bu ürünlerde yaşanan fiyat artışı Sulu tarım yapılan Keysun ovamızda gerçekleştirilen tahıl ve pamuk üretimini daha uzun süre birinci sırada tutacağa benziyor.
Haber: KHA (KeysunBirlik Haber Merkezi)
------------------------------------------------------------------O---------------------------------------------------------------
Belediye Başkanımız Hasan ÖZDEMİR AK PARTİ'ye Geçti...
Belediye Başkanımız Hasan Özdemir AK PARTİ'nin 26.10.2010 tarihindeki grup toplantısında AK PARTİ'ye katıldı...Belediye Başkanımızın bu kararı beldemize hayırlı uğurlu olsun..
-----------------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
2.SAYFA
KÖŞE YAZARI
15.10.2010 00:25(Kesmetepe)
ÇOCUKLUĞUMU, BEN MEHMANLI'YI ÖZLEDİM
Doğduğum yeri, Çocukluğumun geçtiği, koşup oynadığım, ilk okula başladığım, dünyanın sadece Mehmanlı olduğunu sandığım, en soğuk suyun Çatalbend'in suyu olarak bildiğim, Atgölü'nde yüzdüğümü, su değirmeninde un üğüttüğümü, çayda balık tuttuğum yerleri özledim.
Mart Nisan aylarında bağların budanmasını, çubukların sarılmasını, nisan ayında ışkınların dallarından koparılıp ekşimsi, ekşimsi yenmesini, 23 Nisanda hepbirlikte Tavaşa gidilip imece usulü etli pilavın Bekçi Vakkas dayının kontrolünde yenilmesini, gürereşlerin tutulmasını, Çelem Emre'nin güreş tutuşunu.., harıkların temizlenmesi için Çelem ziyaretinden tavaşa kadar bütün harıkların; kemalemminin, Vakkas dayının, Hüseyin kirvenin, Omar abinin, Battal abinin kürekleriyle bellenmesini, açılmasını, öğlen azıklarında bir kurusoğan ile birkaç bazlamanın diz üzerinde yenmesini özledim,
Mayıs aylarında fıstıkların bağların yemyeşil oluşunu, köklerinin eşilmesini, budanmasını, otlarının alınmasını, hele oğlak ve kuzularımızı yaydığımız gündüzleri..., Kuzuları emzirdiğimiz geceleri.., eşeklerin, ineklerin çayırda, bayırda yayılması için güneş doğmadan önce meydan yerinde toplanmasını, koyunların, kuzuların, oğlakların meleşmesini, tepinmelerini, bahar ayında her yerin yem yeşil oluşunu, buğday tarlalarının renga, renk çiçekçi dükkanı gibi olduğu mehmanlıyı ben köyümü özledim.
Haziran ayında mercimeklerin, nohudun, küşnenin yolunmasını, biçerlerin buğdayı, arpayı biçmelerini.., bizlerinde; biçerin ve traktörlerin arkasında koşuşturmalarını, hayvanların yemi için sapın toplanmasını.. samanın samanlığa konulmasını, özledim. Peygamber üzümlerinin olmasını, hele köye kamyonların kasalarla gelişini, bir kamyon üzümü 25-30 kişinin kesmesini, kasalara dizilmesini, saat 11-12 gibi eşkili yemeğiyle, bulgur pilavının yenmesini, eşeklerin üzerinde tenekelerle suların bağlara getirilmesini, gelen o suyun kana, kana içilmesini, saat 17-18 gibi evlere gidilip, bulursak birkaç bardak çay içmemi, akşam radyodan haberleri dinledinmi...? Yaşlı köylülerin evlere gelip günde 3, 5 kız ile erkeği evlendirmelerini, geçmiş hikayelerini anlatmalarını.., birisi su istediğinde, ayaklarımızın bağının çözüldüğünü, kardeşlerimle bir birimizin yüzüne baktığımızı..., çünkü bir hangil suyun 5 dakikada biteceğini, suyunda çeşmeden, pınardan eşek sırtından veya tenekelerden getirildiğini.., borular patladığında Tavaş'ta veya çayda su getirildiğini özledim. Öğlen herkesin dinlendiğini, gölgede rahmetlik hacibozköse nin hikayelerini.., anlatırken her söylediğinde birtaşı bir gediğe yerleştirdiğini.., bazılarının yere baktığını.., bazılarınında güldüğünü, orasının mehmanlı olduğunu özledim.
Temmuz Ağustos aylarında güneşin en yakıcı olduğu gündüzleri... , ya gecelerin, damdan yatmamı, sivri sinekleri, üvezlerin ısırmalarını, köpeklerin havlamasını, yatarken yıldızları saymamı, ayın yürümesini.., sabah namazında hocanın güzel sesini.. mevsimlerin riyasızlığını, ayların yalansızlığını..., Yazın sıcaklığını.. , Kışın ise ciğerlerime kadar üşüdüğümü özledim,
Hele para yerine buydayın, pamuğun geçtiği dükkanları.., karşılığında piskivi ile lokumun, sucuğun alındığını, çocukların buğday arpa kömmesi yanında sıraya geçmelerini.., manav yerine, bostanlıkların olduğunu, birkaç mişmiş ağacını, aliağanın, paşoların tutlarını özledim. özlediğim yerin benim köyüm olduğunu özledim.
Pamukların toplandığını, gençlerin düğünlerinin yapıldığı, Hacı dayının güzel ve yanık oyun havalarını, geceleri ateş etrafında sin sinilerin oynandığı, ateş yakmak için dağda çalıların getirilişini.. , son baharın tozlu havalarını.., damda yatarken aniden bastıran yağmurları, kışın ise siviklerden yere kadar, buz tuttuğunu, 1-2 metre kar yağdığını, ineklerin, davarların ahırda çıkamadıklarını.., çeşmeden su getirmek için köylülerin küreklerle karları temizleyerek yol açtıklarını, körpınarın, dereyurdun, sularının patlamasını, çağarada haziran ayına kadar suyun aktığını, enbüyük gölün, arapköyün yanındaki göl olduğunu bildiğim yerleri özledim, ben köyümü ben mehmanlıyı özledim.
Abuzerin kamyonunu, mustonun otobüsünü, sabah namazında şehirde işleri olanları Antep'e Besni'ye taşıyan insanları.., ikindinden sonra ellerinde birkaç somun ekmekle gelişlerini.., birer parça verildiğinde buram, buram kokan ekmek kokusunu özledim.
Benim için anlatılmaz bir güzelliği var oraların.., kelimeler yetmez, ifadelerde yetersiz kalırım, anlatamam ki, ifade edemem ki onları, yazamam ki kağıda.., işte onlar aklıma geldiğinde dalar giderim 40 yıl öncesine, ben köyümü ben mehmanlıyı özledim.yaşadıklarımı çocuklarıma anlattığımda...; ders çalışırken gaz lambasının sisli puslu, ışığında gözümün yazıyı görmediğini, söylediğimde, baba diyor ne romantikmişsiniz siz neden lambaları yakmazdınızki deye soruyor bana? anlamıyor ki babasını, okula bir pantolan, bir gömlekle gittiğini, ayağımda lastik ayakkabı, dizime kadar bata kalka okumaya Keysuna gittiğimi, işte benim çocuğum işte benim özlediğim anılarım, işte ben bunları, ben köyümü özledim. 5 yaşında ölen anamı, hiç uyumadan yorulmadan koşuşturan bulamayı çorbayı pişiren, keçileri sağmak için çelem ziyaretine kadar giden ellerinde 2 hangil süt ile akşama doğru eve gelen fatoanamı, temmuz ağustos aylarında üzüm kesip kurutan, o durumdada üç ayları tutan, istirahat halinde ise güneşin altında dinlenen mulla dedemi, sağıraliyi, battal osmanı, esefi, eğitmeni, cinosmanı, keklikemmiyi, dükkancı memedi, muhtarmahmudu karınınoğlumamet dayıyı, mevludoyu, koşumaliyi, hacıhasanı, lallıkyusufu, kekeçholloyu, arabacıibrahimi, efendiyi, genç yaşta ölen paşşoyu, müdoroyu, analarımızı, bacılarımızı, delilerimizi, efendilerimizi, ismini yazamadığım binleri, hepisini, geçmişimi, hayallerimi, yalnızlığımı, çocukluğumu, kısacası, benkendimi, arkadaşlarımı yani ben köyümü, ben mehmanlıyı özledim.
İşte binde birini yazdıklarım.. hayalimde kalacak! bir daha geçmişe dönemeyeceğimi biliyorum.., şimdiki yaşantım daha iyi olabilir, altımda araba, her öğünde birkaç çeşit yemek sonunda meyve veya tatlı yiyiyor olabilirim. ama bütün bunlara rağmen yinede çocukluğum, geçmişim, geliyor aklıma.., geleceğimin iyi olabilmesi içinde gerçek olan bugünü yaşaya bildiğim kadar yaşamalıyım bu günleri. İşte ben buyum, işte ben köyümü ben yaşadıklarımı Mehmanlıyı özledim.
ÇAKIRHÜYÜK‘TE 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUYLA KUTLANDI
15.10.2010 00:22
ÇAKIRHÜYÜK‘TE 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUYLA KUTLANDI.
Ülkemizin kurucusu ve ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 29 Ekim 1923 ‘te ilan edilen Cumhuriyet , takvimler 29 Ekim 2010 ‘u gösterirken çakırhüyük’te de tıpkı ilk günkü gibi büyük bir coşkuyla kutlandı. Beldemizde ilk olarak beldemiz ileri gelenlerinin köy meydanındaki atatürk büstüne çelenk koymasıyla ve atamız ve silah arkadaşları için saygı duruşu ardından İstiklal Marşıyla başlayan tören Çakırhüyük İ.Ö.Okulunda devam etti. Tüm yurtta olduğu gibi Çakırhüyükte de coşkuyla kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm Keysunlular tarafından beğeniyle karşılandı. Bu yılki Cumhuriyet Bayramında havanın iyi geçmesinden dolayı beldemiz halkı bayramı rahatlıkla izleyebildiler. Bayram töreninde günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldıktan sonra türen de şiirler, skeçler ve halk oyunlarının oynanması törene ayrı bir canlılık kattı. Halkın beğenisini toplayan skeçler ve yarışmalar izleyiciler tarafından büyük alkış aldı. Büyük küçük tüm keysunlular tarafından tam bir bayram havasında geçen tören beldemiz insanları tarafından büyük beğeni topladı. Törene Çakırhüyük'lülerin yoğun ilgi göstermeside bu güzel günü anlamlı kılmaya yetiyordu. Törende bolca etkinliğin ardından oynanan yöremiz halkoyunları her zamanki gibi izlenmeye değerdi. Tören protokolu selamlamayla son buldu.Töreni izledikten sonra insanların akıllarında en çok kalan Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün bizlere Cumhuriyet gibi ne kadar kıymetli bir miras bıraktığıydı.
Haber: Keysunbirlik Haber Servisi
------------------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------------------
Aldığımız duyumlara göre Keysun'da bu yıl kurbanlık fiyatlarda fazla artış beklenmeyecek...
16 Kasım’da hayırlarla yaşayacağımız mübarek Kurban Bayramına sayılı günler kala kurbanlıklar pazara inmeye başladı bile. Bu yıl söylentilere göre spekülatörlerin et fiyatları üzerindeki oynadığı oyun beklenildiği gibi kurbanlık fiyatlarında yüksek bir artışın yaşanmayacağının sinyallerini veriyor.Bütün keysun halkınının merakla beklediği kurbanlık fiyatları çok yüksek değil beklenenin aksine geçen yılki fiyatlar seviyesinde bekleniyor. Yani keysunluların bu bayramda da kurabanlıklara gösterecekleri talep değişmeyeceğe benziyor. Kurban bayramlarında kesilen ve farz ibadeti olarak sayılan kurban kesimlerinde bu yıl da halkın alım gücüne göre pek bir azalma olmayacağı tahmin ediliyor. Çünkü bu yıl kurbanlık olarak satılan hayvanların
------------------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------------------
SODES'ten Beldemize Oyun Dünyası
SODES kapsamında ilçemizde, 8 değişik kurumdan 10 proje kabul edildi. Projeler kapsamında SODES’ten toplam 798 bin TL destek alacak olan Besni’de; Besni İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Besni Köylere Hizmet Götürme Birliği, Fatih Eğitim ve Kültür Vakfı ile Besni Belediyesi en yüksek desteği alan kurumlar oldu.
Sodes'in kabul ettiği bu projeler kapsamında aşağıdaki tablodan da göreceğiniz gibi çocuk dünyası projesiyle Beldemize 25.490 Tl ödenek ayrılmıştır.. Bu projeyi hazırlayanlara ve projede emeği geçen herkese cakırhuyukonline.com olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz...
Besni’den kabul edilen SODES projeleri şu şekilde sıralanıyor:
Proje Adı Başvuru Sahibi Proje Tutarı
Çocuk Dünyası Çakırhüyük Belediyesi 25.490
Olimpik Okullar Besni İlçe Milli Eğitim 160.000
20 Okulun Anasınıfına Düş Bahçesi Besni İlçe Milli Eğitim 88.000
5 Köye Yönelik Çok Amaçlı Park Besni Köylere Hizmet G.B 161.579
Besni Kültür Yaşam Merkezi Fatih Eğitim ve Kültür V. 120.000
Oku Kazan Fatih Eğitim ve Kültür V. 23.180
Çocuk Oyun Parkları Besni Belediyesi 122.950
Haydi Gençler El Ele Spora Sarıyaprak Belediyesi 46.800
Melek Bahçesi Besni Kurs ve Tah. Derneği 30.264
Dilek Kapısı Suvarlı Tah. Çağ.Yrd. Dern. 20.550
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
3.SAYFA
KÖŞE YAZARI
24.09.2010 11:34
BEN ÇOCUKKEN
Ben çocukken toprağa çizerdim hayallerimi.
Yağmur düşerdi üstüne silerdi hayallerimi.
Kardan adam yapardım burnuna havuç takar, eline süpürge verir, boynuna atkı bağlardım üşümesin diye…
Bi bakardım
Güneş doğmuş…
Kardan adamım erimiş…
Havuç bir yere…
Süpürge bir yere…
Atkı bir yere düşmüş.
Tarla çiçeklerini toplar taç yapardım başıma. Güneş başımda soldururdu tacımı.Karıncaları seyre dalardım. O küçücük canlıların hayata nasıl tutunduklarına tanık olur, aniden çıkan fırtınanın o küçücük bedenleri toprakla birlikte bir yerden bir yere nasıl savurduğunu üzülerek izlerdim.
Börtü böceklerle oynardım “Uç böcek uç annem sana terlik pabuç alacak” diyerek parmaklarımın arasında gezdirirdim onları. Kimileri gözümüm önünden kayarak veda ederdi yaşama…
Arkadaşlarımla evcilik oynarken sokaktan bulduğum, yassı bir taş ya da tahta parçası tabağımız, ince uzun çöpler kaşığımız çatalımız, küçük çakıl taneleri pilavımız, ağaçlardan topladığımız yaprak taneleri sebze yemeğimiz olurdu.
Yağmur hayallerimi sildi, güneş kardan adamımı eritti, tacımı soldurdu, rüzgâr karıncaları savurdu gözümün önünde.
Ben çocukken öğrendim doğanın gücünü, doğayla savaşmayı, barışmayı hayata karışmayı.
Parmaklarımdan kayarak düşen hayata veda eden börtü böcekle öğrendim yaşamın da bir sonu olduğunu.
Benim oyuncağım doğaydı…
Taştı, topraktı, börtü böcek, çiçekti…
Doğayla çocukken tanıştım, barıştım, hayata karıştım.
Ya çocuklarımız…
Boyama kitapları verdik ellerine “çizginin dışına çıkma haaa” dedik hayallerini sınırladık, gelişmelerini engelledik…
Odalarının duvarlarına resim çizdiler…
Ya biz, da boyacı amcaları bı fırça darbesiyle yok ettik hayallerini...
Çocuklarımız bizi ya da boyacı amcalarını düşman bellediler kendilerine…
Plastik çiçeklerden yapılan taç satın aldırttılar, acıttı kafalarını fırlatıp attılar…
Her şeyi hazır koyduk önlerine; plastikten oyuncak tabak, kaşık, çatal vb. yaratıcılıklarını engelledik.
Sonra da ne oluyor çocuklarımıza dedik…
Ne oluyor çocuklarımıza…
Hadi birlikte yorumlayalım.
-----------------------------------------------------------------------------O-----------------------------------------------------------------------
ASKERLERİMİZ AİLELERİNE ÇİFTE BAYRAM YAŞATACAKLAR.
Vatan borcu namus borcudur deyip vatani görevini yapmak üzere silah altına giren beldemizdeki 89/3 tertipler , şu aralar bayramın sıcak nefesini kalbimizde hissetiğimiz günlerde teskerelerini alıp ana ocaklarında sevdiklerine 2. Bayramını yaşatmanın hayallerini kurmaktalar. Askerlerimiz ; hem vatan borcunu ödemiş olmanın gururu hem de yaklaşmakta olan kurban bayramında ailelerinin yanında olmanın tatlı telaşıyla teskerelerine gün saymaktalar. En geç 15 gün içerisinde evinde olması beklenen teskereci askerlerimiz şu sıralar büyük bir heyecan ve özlem içerisindeler. Bayramda evlerinde olması beklenen askerlerimizin aileleri cephesinde de umutlu ve sessiz bir bekleyiş sürüyor.
Beldemiz sakinlerinden Ali ve Ayşe SU çiftinin en küçük oğlu olan Mehmet SU İstanbul Merkez ‘de jandarma asayiş olarak askerliğini tamamlayıp teskeresini aldıktan sonra kurban bayramında ailesinin yanında olacak.
Dursun ve Fatma OĞUZ ‘un oğulları ; Çankkale Merkez’de piyade er olarak vatani görevini yapan Ahmet OĞUZ ‘ da teskeresini aldıktan sonra bayramını ailesinin yanında geçirecek.
Mehmet YÜCEL'in oğlu Nihat YÜCEL Şanlıurfa – Siverek’te , Jandarma asayiş olarak vatani görevini tamamlayacak ve bayramını ailesinin yanında geçirip ailesine çifte bayram yaşatacak olan askerlerimiz arasında.
Ahmet ve Aysel COŞKUN oğlu Cihan COŞKUN Şanlıurfa - Bozova , Atatürk Barajında Jandarma Komando olarak vatani görevini tamamlayıp bayramını ailesiyle birlikte geçirerek onlara çifte sevinç yaşatacak.
Cuma ve Rukiye KARAKUŞ'un oğlu Uğur KARAKUŞ Kars – Sarıkamış’ ta Jandarma asayiş olarak vatani görevini tamamladıktan sonra Uğr’da bayramını ailesinin yanında geçirecek.
Askerlerimizden Mehmet ve Fatma GÜRER oğlu Zeynel GÜRER 26 Ekim’ de Mardin – Midyat ‘ ta Piyade er olarak askerliğini tamamladı ve teskeresini en erken alan askerimiz oldu.
Vatani görevini bitirip yeni bir hayata atılacak olan 89/3 tertiplere sivil hayatında başarılar dileriz.
BELDEMİZDEN HABERLER
24.09.2010 11:33Domates Fiyatları azda olsa düştü..
Hava şartlarının elverişsizliği, ekim alanlarının azalması ve ihracat sebebiyle anormal tırmanan domates fiyatları normale dönüyor. Sofraların vazgeçilmezi olan domatesin geçtiğimiz haftalarda kilosunun 5 TL'den satılması, menemeni de lüks yemek sınıfına çıkarmıştı. Bu hafta domatesin 2 liraya satıldığını belirten komisyoncular, "Domates fiyatı bazı şehirlerde 8 TL'ye çıkarken Adıyaman'da ise 5 TL'ye kadar yükseldi. Sera domatesin çıkmasıyla fiyatlar düşmeye başladı.
HABER:
Ahmet Şahin
Kadir Nacar
Metin Toroman
Eyüp Yıldız
MemetAli Gök olduğunu,
Besni belediyespor, il özel idareyi, 1 sıfır yendiğini. Golü atan futbolcumuz Çakırhüyük Belediyespor adına Besni Belediyespor'da oynayan Metin Toroman oldunu biliyormusunuz...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
4.SAYFA
KÖŞE YAZARI
24.09.2010 11:37
Cebrail ÇİĞDEM
ÇAKIRHÜYÜKLÜ EĞİTİMCİLERİMİZİ ŞÜKRANLA YADETMEK
Çakırhüyük ‘te eğitimci denilince bir çoğumuzun aklına kuşkusuz hep aynı isimler gelecek. Çünkü onlar beldemizin ilk eğitimcileri aynı zamanda beldemizin ilk insan mimarlarıydı. Eski eğitmenlerimizden yanılmıyorsam herkesin aklına ilk gelecek isim Ziya Hocadır. Bizler Ziya Hoca’nın dönemine yetişemedik. Ama onun ismini sıkça duyduk. Belli ki beldemizin eğitimine çokça katkılarda bulunmuş. Onun ismini söylemişken diğer bir eğitimcimiz Bekir Gürer’ide anmadan geçmek vefasızlık olur. Bu eğitimcimizinde beldemizde çok iyi hizmetler yaptığı yadsınamayacak bir gerçek. Beldemiz adına biçok uğraşılar vermiş olan bu eğitimcelerimizi minnetle anıyoruz.
Tabii Keysun’da eğitimcelerden söz açmışken bizim dönemlerdeki eğitimcilerimizi söylemeden geçmek büyük hata olur. Çünkü bizlerin yani beldemiz insanlarının bir yerlere gelmesinde bu şahsiyetlerin büyük bir emeği bulunmaktadır. Kimdi bu kadirşinas eğitimci şahsiyetler? bunlardan birisi mesela akıllarda güzel izler bırakan Vakkas Oğuz Hocamızdı. Vakkas Hocamız beldemiz insanının bir çoğunu okutmuştur. Bundan dolayı o tüm köyün öğretmeniydi. Şu an Çakırhüyük’te yaşamını sürdürmekte olan Vakkas Öğretmenimize sanki hep o eski öğrencilik gözümüzle bakıyoruz. Bu yüzden onu saygılarımızla selamlıyoruz. Ayrıyeten ilkokul öğretmeni deyince bizlerin aklına hep Vakkas Oğuz gelmekteydi. Çünkü o kendini kanıtlamış ve bu iş için var olduğunu gözler önüne sermişti bir kere.Vakkas Hocamızın yanında köyümüz öğretmenlerinden Mahmut Şahin’de bu köye bişeyler katmış eğitimde idareciliğin sembol isimlerinden biridir. Bizden öncekilerin bir kısmına olduğu gibi bizlerede idarecilik hizmetiyle uğraşabilmiş bir şahsiyettir Mahmut Hocamız. Onu da saygıyla selamlıyoruz. Çünkü o da keysuna birşeyler kattı yani Vakkas Hocamız gibi keysunu keysun yaptı.Ondan sonra , rahmetli Ali Hocamızda beldemizde çok iyi eğitim hizmetlerinde bulunmuştu. Ona da allahtan rahmet diliyoruz . Bir çok beldemiz sakinini yetiştiren bu hocalar , hem eğitimcilikleri hemde örnek kişilikleriyle adına yakışanı yapmışlar ve topluma iyi örnek olmuşlardır. Bu 3-4 isimden söz ettikten sonra idealist öğretmenlerimizden köyümüz Fen Bilgisi öğretmenlerinden İsmail Önder’den de söz etmek istiyorum. İsmail Hocamız çok idealist bir öğretmenimizdi. Şu an Adıyaman Merkezde görev yapan İsmail Öğretmenimiz öğretmenlik hayatının emekliliğine yakın dönemini geçirmektedir. İsmail Hocamız da bizlere çok iyi eğitim verebilmişti. Bizlere sunduğu eğitiminden dolayı biz hep ona minnettarlığımızı da dile getiriyorduk zaten. Çakırhüyük Lisesi’nde uzun yıllar bizler için eğitim veren Recep Doğan ve Çelebi Taşdemir de okulumuz başarısına çokça katkıda bulunmuşlardır.Bu eğitimcilerimize de şükranlarımızı dile getirmeye devam edeceğiz inancındayım. Bu yazımda biliyorum ki beldemiz insanları , bu isimler anılınca hemen geçmiş anılarına gidecek ve bu kıymetli eğitimcilerin keysunu nereden nereye getirdiğini yorumsayacaktır.
Yani sözün özü beldemiz eğitimcilerinden eskilerden Ziya Hoca , Bekir Hoca emekli öğretmenlerimiz babacan Vakkas Oğuz öğretmenimiz ,rahmetli Ali hocamız , eski Müdürümüz Mahmut Şahin şu an görevleri başındaki idealist öğretmenimiz İsmail Önder liseden Çelebi ve Recep Hocalarımız ve şu an ismini sayamadığımız bir çok keysunlu eğitimcilerimiz ve dışardan gelen öğretmenlerimiz sizler bu köye varınızı yoğunuzu verdiniz bunun fazlasıyla bilincindeyiz. Bizler sizlere ne kadar teşşekürlerimizi sunsak ne kadar hayırlarla yadetsek azdır. Beldemizin eğitimdeki ileri seviyesi inanın ki sizin emeklerinizin eseri. Sizlere sonsuz saygılarımızı sunuyoruz...
DEVAM EDECEK.
EĞİTİM SORUNLARI KÖŞEMİZ
24.09.2010 11:36
EK KONTENJANDA 2 ÖĞRENCİMİZ DAHA ÜNİVERSİTEYE YERLEŞTİ.
Çakırhüyük her geçen yıl başarı halkalarına daha yenilerini eklemeye devam ediyor. Bu yaz yapılan 2010 LYS ‘ de beldemizde 9 öğrencimiz üniversiteye yerleşerek bizlere uçsuz bir sevinç yaşatmışlardı. Çakırhüyüğümüz eğitimli insan ordusuna yeni neferler kazandırmaya devam ediyor. Üniversiteye öğrenci kazandırmada göstermiş olduğu başarısıyla Besni'mizde adından sıkça söz ettiren keysun , her geçen yıl başarısını bir kat daha artırarak iftihar tablosu olan başarılı insan sayısına yenilerini ekliyor. Beldemiz bu yıl 1 diş hekimliği, 4 öğretmenlik, 1 hemşirelik ve mühendislik gibi güzide bölümlere öğrenci göndererek tarihi başarılarından birisini yakalamıştı. Böylelikle keysun'da popüler bölümlere öğrenci göndermek adeta gelenek haline gelmeye başladı. ÖSYM 2010 LYS de üniversitelerin boş kalan kontenjanlarına 10 Ekim’de tekrar bir yerleştirme daha yaparak üniversite kapılarına girme ümidi taşıyan öğrencilere bir umut daha aşılanmış oldu. 10 Ekim’de yapılmış olan üniversiteye Ek öğrenci yerleştirme işlemi sonrasında beldemizde üniversiteye hazırlık öğrencilerimizden 2 öğrencimiz daha bir yüksek öğretim kurumuna girmeye hak kazanarak hem ailelerini sevindirmiş hem de umutlarını yarınlara taşımış oldular.
Beldemiz öğrencilerinden Hacı KARABUDAK oğlu Halil ibrahim KARABUDAK Batman Üniversitesi Petro-Kimya bölümü 4 yıllık lisans programına yerleşirken ; Ali YALÇIN oğlu İbrahim YALÇIN’ da yine aynı Batman Üniversitesi - Jeoloji Mühendisliği 4 yıllık lisans programına yerleşmeye hak kazandılar. Geleceğin mühendisleri olmasını temenni ettiğimiz arkadaşlarımızı üniversiteye yerleşmedeki göstermiş olduğu başarılarından dolayı onları en içten dileklerimizle kutlarız. Arkadaşlarımıza ileriki öğrencilik hayatlarında başarılar diliyoruz.
Haber:
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------