YIL 1 SAYI 2 15 EKİM- 31 EKİM 2010

YIL: 1 SAYI: 2 15-31 EKİM 2010

30.10.2010 10:33

 1 SAYFA

 

KEYSUNLU_02

 

                   “Neyi arıyorsan sen, O’sundur” der ..Mevlana.. 

 

Geçen Hafta Bu köşede ilk merhabamla karşılamıştım sizleri Sevgili Dostlar;
Bugün Muhabbetimizi biraz daha açayım, biraz daha demlensin.
           
 Malumunuz Hariciyeden yazıyorum yazılarımı ve de Uzun zamandır memleketime uğrayamıyorum.Bu yüzden Memleket hasretimi yazılarımla size ulaşarak gidermeye çalışacağım. Dilim döndüğünce sizlerle bir şeyler paylaşacağım...

 
“Neyi arıyorsan sen, O’sundur” der ..Mevlana..

 
"Bulunduğum yer konusunda ciddi tereddütlerimiz var. Köşe sahibi olmanın köşeyi dönmekle yanyana durduğu bir ülkede, insanlar yazdıklarımızı değil de, maaşlarımızı merak ediyorsa, ki ediyorlar, pek iyi bir yere geldiğimiz söylenemez...Yazmaya başladığım ilk günden itibaren kasaya değil kapıya yakın oturmayı tercih ettim. Olaylardan değil kendimden haberdar olmaya çalıştım ve kendinden haberdar olmayıp da başkalarının haberlerini yapanlara hep mesafeli durdum...

Keysunbirlik gazetesi olarakta özümsemiş olduğum aynı prensipleri devam ettireceğim..

 
Ünlü bir yönetici, "Bilmem gereken her şeyi, Nuh'un Gemisi'nden ögrendim," demiş.

 
İşte öğrendikleri..

1-Doğru gemiyi kaçırma. ( Nuh’un Gemisini kaciranlar Telef oldular)

2- Hepimizin aynı gemide olduğunu unutma.

3- Vakit gelip çatmadan planını yap. (Hazreti Nuh, gemisini inşa ederken yağmur yağmıyordu!)

4- Kendine hep iyi bak ve büyük günü bekle. Altmışına merdiven dayadığında bile,

gerçekten büyük bir iş yapman için önün açılabilir. ( Bazı mertebeler ileri yaşlarda kısmet olur )

5- Eleştirileri dinle, eleştirenlere kulak asma, yapılması gerekenleri yapmaya devam et.

6- Gelecegini zirveler üzerine kur, dalgalar sana ulaşamasın.

7- Ne olur ne olmaz, eşinle yola çık. (içinin sesini daima dinle )

8- Hız her zaman kazandırmaz. (Yılanlar da gemideydi, panterler de... )

9- Üzerinde aşırı baskı hissettiginde, bir süre boşlukta yüz.

10- Titanik'in profesyoneller, Nuh'un Gemisi'nin ise amatorler tarafından

yapıldıgını unutma.

11- Fırtınanın gücü ne olursa olsun, eğer doğru saftaysan, seni bekleyen bir gökkuşağı mutlaka vardır.

Dünya bir ayna gibidir;siz onu gülümseyerek karşılarsanız, o da size gülümser..

Yüreğin bir volkansa eğer, Avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin?

 

Her başlangıç bir sonu getirir beraberinde ve her son parçası da bir başlangıcı. Bugün yazımı burada sonlandırıyorum. Bir sonraki başlangıçta buluşmak üzere….hoşçakalın ve de Dostça kalın.

                       

 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

                    ÇAKIRHÜYÜKLÜLER MARDİN’DE BULUŞTU.

Gazete yöneticimiz Ali Doğan ve eğitimci arkadaşımız Cebrail Çiğdem , Mardin'in Midyat ilçesi Cevat Paşa Kışlasında vatani görevini yapan  Çakırhüyük'lü hemşehrimiz Zeynel Abidin Gürer’i birliğinde ziyaret ettiler. Arkadaşlarımız  Çakırhüyük'lü hemşehrimiz olan Zeynel Gürer’e geçtiğimiz hafta sonunda asker ziyareti gerçekleştirerek askerimize büyük bir moral vermiş oldular. Arkadaşlarımız gurbette birbirleriyle hem hasret giderdiler hemde asker ziyaretini gerçekleştirdiler.. Piyade er Zeynel Gürer; ‘Çok mutlu olduğunu bildirerek aynı zamanda gurbette hemşehrilerimizle bir araya gelmenin çok güzel bir duygu olduğunu ve gurbette birbirimize sahip çıkmamız gerektiğini dile getirdi.’ Yöneticimiz Ali Doğan 'Bu buluşma çakırhüyüklü kardeşlerimizin gurbette bile gönüllerinin bir olduğu mesajını veriyor’ dedi. 
 

                                                                                                         Haber:

------------------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------------- 

 

               Keysun Ovası çiftçileri Seminerde konuşmacılara sorunlarını anlattı

 

Çakırhöyük Tarım Kredi Kooperatifi faaliyet alanında bulunan Çakırhöyük ve Kesmetepedeki çiftçilerine 5 yıl vadeli ve 0 faizli hayvancılık kredisi ile damlama sulama sistemleri hakkında bilgiler verildi.

 Tarım Kredi Kooperatifi Gaziantep Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen seminere konuşmacı olarak, AR GE bölümünden Mehmet Nurbal, Zennure Satıcı ve Sevde Beyceoğlu katıldı.

Toplantıda slayt gösterimi eşliğinde bilgiler aktaran Mehmet Nurbal ilk bölümde, basınçlı damlama sulama tekniği ve sağlanan kredi desteği hakkında bilgiler verdi.

Türkiye'de su sıkıntı yaşandığını belirterek tasarrufa gidilmesi gerektiğini ifade eden Nurbal, her geçen gün su ihtiyacının artarak büyük önem kazanacağını ve bu nedenle damlama sulamanın ayrı bir önem taşıdığını söyledi.

Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından hayvancılıkta uygulanacak olan sıfır faizli kredi ve başvuru şartları hakkında da bilgiler veren Mehmet Nurbal:"sıfır faizli yatırım ve işletme kredileri 1 yıl ile 5 yıl arasında değişen vadelerde olacak" dedi.

Nurbal konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tarım Kredi Kooperatiflerinin de aracılık ettiği ve 1 Ağustos 2010 tarihinde uygulanmasına başlanan proje ile işletme kredilerinde en fazla 1 yıl, yatırım kredilerinde ise en fazla 5 yıl vadeli kredi imkanı tanınıyor. Büyükbaş hayvan besiciliğinde 10 baş ve üzeri besi sığırcılığı işletmesi kurmak veya işletmenin kapasitesini artırmak isteyen ortaklar faydalanabilecek. Temin edilecek olan hayvanların ise en fazla 18 aylık ve erkek olmaları gerekiyor. Ayrıca kredi için hayvanların küpelendirilmiş olmaları zorunluluğu aranıyor. Süt sığırcılığı işletmesi kurmak veya işletmenin kapasitesini 10 baş ve üzerine çıkarmak isteyen ortaklar için 5 yıla kadar vadeli yatırım kredisi kullandırılacak. Kredi ile temin edilecek olan hayvanlar en fazla ilk doğumunu yapmış veya ilk yavrusuna gebe olma şartı aranıyor. Damızlık et sığırcılığı işletmesi kurmak isteyen Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarına 50 baş ve üzeri için yatırım ve işletme kredisi kullandırılacak. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ise 10 baş ve üzerinde kültür ırkı ve melez gebe düve veya inek gibi sahip büyükbaş hayvancılık yapan ortaklara yatırım ve işletme kredisi kullandırılacak. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde iki farklı sistem uygulanacak. Koyun yetiştiriciliğinde en az 50 baş, keçi yetiştiriciliğinde ise an az 25 baş kapasiteye sahip işletme kurmak veya kurulu işletmesinin kapasitesini artırmak isteyen ortaklara 5 yıl vadeli yatırım kredisi kullandırılacak. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının faydalanabilecekleri yatırım ve işletme kredilerinde sıfır faizli kredi sağlanmış olacak".

Yapılan sunumun ardından çiftçiler de konuşmacılara sorunlarını anlattı.

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

 

2.SAYFA

 

 

 (Konuk Kalem) 

 

 

                                     TARİHLE YENİDEN DİRİLMEK...

  

Mezopotamya topraklarında iktidar ve güç dengeleri bir ''tatterevelli''oyununa benzemiştir tarihten günümüze kadar.bu nedenledir ki ''kavga''ve ''siyasi çıkar çatışmaları''bu topraklarda en az ekmek ve alınteri gibi gündelik yaşantımıza entegre olmuş ve doğal hale gelmiştir.Çoğu zaman bunun  bile farkında olmayarak kavgayı ve siyasi  çıkar mücadelelerini olmazsa olmazlar arasına koymuşuz... Bu durum Tarihten bize bulaşmış kronik bir rahatsızlıktır aslında ve malesef bu durumu değiştirebilmek adına hiçbir zaman herhangi bir girişimde de bulunmamışız.
Hititlere ev sahipliğiyle başlayan zengin bir kültürel mirasımız var.Stratejik konum itibariyle bütün dünya devletlerinin sahip olmak istediği kıskandırıcı bir konumumuz sözkonusu.Ve şer odaklarının paylaşamadığı ve belki de bu yüzden başımızın beladan kurtulmadığı doğal zenginliklerimiz...
 
Nice İmparatorlukları Fırat'ın kenarına gömdük ''of'' bile demedik...Çünkü alışkındık devirmeye,kaydırmaya,başkaldırmaya...Hitit, Asur, Pers,Makedonya,Selevkos,Kommagene,Arsemes...Ve daha ismini sayamadığımız,bazılarını ise Tanrılarımıza havale ettiğimiz Kontluklar,İmparatorluklar...
 
Zaman geçti,gün oldu iktidarlarımız bile kibarlaştı ama biz halk olarak :yine kavgadan yana bir itaat yöntemi seçtik kendimize,dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri bulunmayan...Bu yüzden tanrılar bile bizi cezalandırmayı denedi çoğu zaman.Ninnovayı bu yüzden kaybetmedik mi? Yani anlayacağınız bu kronik derdi ,tarihten bu güne kadar maharetmiş gibi günümüze taşıdık.Çocuklarımıza ''kavgayı''ve''birbirimizi çekiştirmeyi''en güzel şekilde öğretmeye kalkıştık.Bunun için mevcut iktidarla nasıl''tırşıkçılık''yapılacağını 'en iyi şekilde nasıl öğretebiliriz'derdine düştük çoğu zaman...Bunun içindir ki atasözlerimiz,deyişlerimiz,şarkılarımız,türkülerimiz ve stranlarımız büsbüyük aşkların gölgesinde aşk'ı anlatma zamanı bulamamıştır kendilerine. Mem-u zin,Şıwan-u beriwan belki de hep bu yüzden anlaşılamamış ve derdini anlatamamıştır bizlere...Meme alane ve Aşkan-a ive bu yüzden dillendirilmedimi bu topraklarda?İşin en kötü tarafı ise ;önümüzdeki seçenekler ''belli ve değişmez''olduğu için seçmek zorunda kaldığımız çoğu ''medresa sor'un''kapısından kovulmuş beceriksiz politikacılarımız bizi her zaman bu yöntemleri kullanmaya zorladı.Belki de hep bu yüzden kavgacı olduk.Birbirimize ihanet etmeyi belki de en çok bu yüzden tercih etmek zorunda kaldık...
 
Bilmiyorum...Bu olumsuzlukları değiştirebilmek adına hala bir adım atmayı düşünüyor muyuz?Ben göremiyorum...Görmek isteyip de görememenin verdiği en acı ızdırabı içimde en acımasız bir şekilde hissederek...Söylermisiniz bana....Tıpkı eskide olduğu gibi beceriksiz politikacıların peşinden koşmuyor muyuz?
 
Ekmeğimize yağ sürdükleri için masum insanları ezen siyaset sahnesindeki yarasaların oyunlarına figür olmuyor muyuz?
Ağa,şeyh derviş deyip türlü kılık kıyafet değiştirerek ''milletin anasını ağlatmayı''kendine huy edinmiş düzenbazların oyununu seyretmekten kendimizi alıkoyabiliyor muyuz?
 
Sopalarıyla millete ağa,mir olmuş ,medrese kaçkını ,beceriksiz politikacıların siyasi kepazeliklerine göz yummuyor muyuz?
 Tarih bize bir şeyler öğretmiyorsa ve biz bunlardan hala ders almıyorsak sonumuzun felaket olmasını mı bekliyoruz?
 Baba İshak bile milleti uyandırmaya,haksızlığa karşı direnmeye davet ederken yine bizim insanlar tarafından ihanete uğratılmadı mı?
Yazıyı bulan bir medeniyetin insanlarını bu derece birbirlerine düşman kılan sistemi sorgulama zamanı gelmedi mi sizce?Yoksa hala morfenin kucağına yatak yorgan mı döşeyeceğiz?Bence çoktan uyanma vakti geldi...yüzümüzü güneşe dönelim hep birlikte insanlık için hak için onurlu ve özgür bir yaşam için...

 

 ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Mehmet Yücel ile Yapılan Röportaj

15.10.2010 00:22

               BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ  

Adı soyadı

Mehmet YÜCEL

Kazandığı üniv. ve bölümü

Batman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği

Beldemiz öğrencilerinden Mehmet YÜCEL , LYS’deki başarısıyla  Yüceller ailesinin gurur kaynağı oldu. Lise son sınıftayken iyi bir puan alarak 4 yıllık bir lisans programına yerleşti. Böylelikle  hem ailesini hem de beldemizi mutlu etmiş oldu. Keysunda birilerine örnek olduğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Mehmet , geleceğin en parlak bölümlerinden biri olan Jeoloji Mühendisliğine yerleşti. Beldemizde okuyarak bir yerlere gelmenin örneğini gösteren Mehmet , gazetemiz için  bizlerle kısa bir röportaj yaptı.  

 

SORU- Kısaca bir kendi otobiyografinizi yapabilir misiniz ?          

 M.Y-   Ben Mehmet YÜCEL , 1992 yılında Çakırhüyük’te dünyaya geldim.Ailemin en küçük çocuğuyum. İlk öğrenimimi Çakırhüyük İlköğretim Okulu’nda  , orta öğrenimimi de Çakırhüyük Lisesi’nde tamamladım. 2010 yılında lisemizin sayısal bölümünden mezun oldum. Bu yıl yapılan lys de yüksek bir puan alarak bir lisans programına yerleştim . 

SORU- Hangi bölümü kazandınız ?

M.Y-    Batman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği 

SORU- Bizlere biraz da başarı öykünüzden söz eder misiniz  ve neden bu bölümü yazdınız ?

M.Y-    Bildiğiniz gibi ben liseyi bu yıl bitirdim. Yani ilk senemde kazandım. Sınavı kazanmak kolay değil tabii ki . Bunun için ben çok çalıştım ve kendime de güvendim. Çünkü öğretmenlerim de bana güveniyorlardı. Ben de onların güvenini boşa çıkarmadım tabii. Benim eskiden beri okulda derslerde aldığım bir temelim vardı. Bunun çok yararı oldu. Bu hazırlık döneminde ben lys’ye evde çalıştım. Kendi imkanlarım ve kendi kaynaklarımla çalıştım. Arkadaşlarım cami hocamızın öğrencilere  ayırdığı yerde ders çalışıyordu. Ben de ara sıra onların yanlarına gidip birlikte çalışıyordum. Yani bu seneki yoğun çalışmalarımdan sonra üniversiteyi kazandım. Bu bölümü kendim isteyerek yazdım, Çakırhüyük İ.Ö.O. Müdürümüz Mükremin ÖZER ve eniştem de benim kararımı destekledi.Aynı zamanda  ülkemizin önüde açık zaten. İleriki yıllarda çok sayıda jeoloji mühendisine ihtiyaç olacak. Çünkü ülkemiz sanayide gelişen bir ülke olduğu için bölümümün geleceği adına endişe taşımıyorum

SORU-Sizden sonraki sınava hazırlanan öğrencilere bir tavsiyeniz var mı ? 

M.Y-    Bizden sonraki çalışan arkadaşlarımıza tavsiyem şu: çok çalışmalısınız gezmekle veya boş vermekle kesinlikle kazanamazsınız. Birde okulda anlatılanları iyi dinleyin. Siz gazeteci arkadaşlarımız aracılığıyla kazanmamızda emeği geçen tüm çakırhüyük lisesi öğretmenlerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bizim üzerimizde çok emekleri geçti. Ben de onların yüzünü kara çıkartmadığım için mutluyum.    

SORU- Meslek hayatına atıldıktan sonra beldenize ne gibi yararlarınız olmasını istersiniz ?      

M.Y-   Okulumu bitirince ilk işim memleketime yakın yerlerde bir jeoloji mühendisi olup beldemin insanlarına yararımın olacağı şeyler yapmayı çok istiyorum. Keysunlu olduğum için  üniversitede ve iş hayatımda bizim insanlarımızın ne kadar başarılı olduklarını kanıtlayacağım. Tüm keysun halkına ve Keysun Birlik gazetesi okurlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

                                                                                      Haber: Keysunbirlik Haber Servisi

 

------------------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------------------

            Aldığımız duyumlara göre Çakırhüyük Lisesine geçici görevle  Müdür olarak görevlendirilen Osman hoca (Osman kurt) Çakırhüyük lisesine bazı yenilikler katacağı anlaşılıyor...Öncelikle ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler için Çakırhüyük Lisesi bünyesinde Lys hazırlık kursu açtıracağı bu  konuda yetkilerle görüştüğü bilgisi kulağımıza geldi.

            Ayrıca çakırhüyük lisesi bahçesindeki Spor alanının tekrar yeniden yapılacağı bu konudada ilerleme kaydedildiği bilgisi kulağımıza geldi..Osman hocamızı beldemizde daha önce de eğitimcimliğinden tanıyanlar,Hocamızın Çakırhüyük Lisesine yeni bir heyecan getireceğini söylüyorlar...

 

------------------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------------------

 

 Besni Devlet Hastanesine 3 Uzman Doktor Atandı... 

Besni Devlet Hastane'mize ortopedi, üroloji ve göz hastalıkları branşında 3 uzman doktor atandı. Besni Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Hüseyin Alakuş, hastanede 22 uzman hekimin aktif olarak çalıştığını ve yeni gelen hekimlerle birlikte uzman hekim açığının kapandığını dile getirdi.
Besni Devlet Hastanesinde mikrobiyoloji laboratuarının açıldığını da belirten Hüseyin Alakuş, "Yeni atanan uzman hekimlerle birlikte eksikliğini hissettiğimiz branşlarda doktor eksiğimiz kalmadı. Bunun yanında kültür testleri de hastanemizde çalışılmaktadır. Örneğin, boğazınızda iltihaplanma var, doktor oradan örnek alıyor ve laboratuara gönderiyor. Çıkan sonuca göre daha önce genel manada antibiyotik tedavisi uygulanırken şimdi ise hastalıklı bölgede hangi mikrop türü var ise ona göre tedavi
uygulanıyor" dedi.

 

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 PAMUK FİYATLARI YÜZÜMÜZÜ GÜLDÜRÜYOR

Beldemiz temel geçim kaynağı olan pamuk nihayet hak ettiğii değere kavuşuyor..Pamuk fiyatları üreticilerimizin yüzünü güldürüyor.. Beldemizde gelen haberlere göre pamuk fiyatları 1750' tlye kadar alıcı buluyormuş..Hükümetin veriği prim ile beraber 2000 tl üzerinde seyreden fiyatlar beldemiz ekonomisini canlandıracak gibi.MEHMET KORKMAZ / KESMETEPE

 

--------------------------------------------------------------------O---------------------------------------------------------------------

 GENEL & KÜLTÜR 

 YARPUZ OTU

Diğer İsimleri: Filiskin, Narpuz, Pülüskün, Yabani nane
Ovamızda özellikle dere kenarlarında bulunan Yarpuz bitkisinin pekçok faydası olduğu söyleniyor.Yarpuz Nanenin çok yakın akrabası olup Anadolunun pek çok yöresinde sulak çayırlarda ve akarsu kenarlarında doğal olarak yetişir.Tüylü 10-30 santimetre boyunda, kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yaprakları kısa saplı olup, oval şeklindedir. Çiçekleri morumsu pembelidir. İçeriğinde uçucu yağ vardır.çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Diklemesine veya toprağın üzerine yatarak gelişen iki türü vardır. Bitki, döktüğü minik tohumlarıyla çoğalır.Yarpuzun yapraklarındaki uçucu yağ, pulegon adlı madde yönünden zengindir. Antik çağlardan beri Akdeniz bölgesinde tanınan ve nitelikleri bilinen yarpuz, bazı yerlerde pazarlarda satılıp nane yerine kullanılmaktadır.

 

Etki ve Kullanım:
• Sindirimi kolaylaştırır,Balgam söktürücüdür, Mide ve bağırsaklarda şişkinlik oluşturan gazları söktürür,Bedende oluşan spazmik ağrıları ve ruhsal endişeleri giderir,Kadınlarda rahmin büzülmelerini güçlendirerek aybaşı dönemini kolaylaştırıp rahatlatır.
Bu durumlar için, 1-2 tatlı kaşığı kurutulmuş yarpuz yaprağı (toplanıp kurutulması aynen nanede olduğu gibidir) üzerine 1 bardak kaynar su dökülür. 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Bu infüzyon, günde üç kez alınabilir ya da taze yarpuz yapraklan aynen nanedeki gibi su ile damıtılarak fıliskin yağı denilen esansı yapılır. Piyasadan alınabilen filiskin yağının 2-10 damlası bir kesme şekere damlatılarak alınır. 

UYARILAR
• Düşüğe neden olabileceği için gebelikte yarpuz alınmamalıdır.
• Böbrek sorunu olanlar da yarpuz almaktan kaçınmalıdır.
• Fazla miktarda kullanmak tavsiye edilmez.
                                                                                               

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

3 SAYFA

 

 

(Konuk Kalem)

 

                                                     ÇOCUKLUKTA KALAN

  

Çocuktuk henüz. İlkokula gidiyorduk.Yıl… 1986'lı yılların başı. Her çocuk gibi okulların bir an önce kapanıp, yaz tatilinin gelmesini istiyorduk. Dört değil, Ondört gözle bekliyorduk.
Niye mi?
Bir an önce doğduğumuz topraklara, köye gitmek için elbette. Küçük de olsa yaşadığımız şehirden kaçmak, ağaçlarla, çiçeklerle, böceklerle, kuş cıvıltılarıyla, tabiatla baş başa kalmak, çayırda çimende yuvarlanmak, mevsim meyvelerini dalından koparmak, çelik çomak oynamak, at arabasına binmek, su değirmene gitmek…Say sayabilirsen…

Şehrin, okulun ve derslerin verdiği monotonluktan kurtulmak istiyorduk. En azından kendim için rahatlıkla söyleyebilirim bunu. Köyde doğduğumdan mıdır nedir, oldum olası sevmişimdir köyleri. Hele de kendi köyümü.Duyar gibi oluyorum…En güzel köy bizim köy diyorsunuz. Değil ama, öyle olsun. Sizi mi kıralım şimdi bir öykü için.

Köy yerindeki samimiyet, hoşgörü, coşku, sıcaklık… Belki çok sık gidemediğimiz için babaannemin, dedemin, amcalarımın ve amca çocuklarının bize gösterdiği ilgi. Ya da toprak mı çekiyordu? Ne bileyim, ben köyü severdim işte. Köy de beni…

Köye gitmek için çok fazla bir hazırlık yapmaya gerek yoktu. Birkaç parça çamaşır, üst baş, iyisinden araziye uygun bir çift ayakkabı yetiyordu. Yaz tatilinde havalar sıcak olduğu için çok fazla giysiye de ihtiyaç yoktu.

Giderken alınacaklar listesine ekleyeceğim, olmazsa olmaz cinsiden; amcama götürülecek birkaç paket Samsun sigarası, yengelerime sakız, amca çocuklarına bisküvi ve gofret - dedemi ve babaannemi unuttuğumu sanmayın- onlar için de köye giderken alınan en kıymetli şey: Has ekmek tabii… Beyaz ekmek, yani bildiğimiz şehir ekmeği…

Sizi bilmem ama ben, esmer buğday unundan yapılan, fırında ya da guzinede pişirilen köy ekmeğini çok severim. Üç değil beş öğün olsa yine yerim. Hele de sıcakken üzerine mis gibi köy tereyağını sürüp te yemesi yok mu?.. Değme yemeğe değişmem.

Canınız mı çekti?..
Yok öyle…
Köyden gelirken bize de getir dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama nafile çaba. Köy ekmeği istiyorsanız bizim köye geleceksiniz. En hasından, en lezzetlisinden doyana kadar yemek için.

İsterseniz tereyağı sürer yengem, ekmeğin üzerine.
Ya da her mevsim yanan guzine üzerinde, meşe odununun közünde, bakır tavada; kümesten yeni topladığı köy yumurtasını, kendi ineklerimizin sütünden çıkardığı tereyağında pişirir ve önünüze getirir. İsterseniz kuş sütü eksik ziyafet sofrasından yeni kalkmış olun. İsterseniz iştahım yok deyin. Mis gibi tereyağı kokan yumurtayı asla yememezlik edemezsiniz.

Yanına bir de inek yoğurdu kondu mu az ekşisinden… İşte o zaman sizin ellerinizi, benim de ayaklarımı bağlasınlar itiraz edersem ne olayım.
Elbette bu bölüm sadece işin esprisiydi.

Her köyde olduğu gibi, bizim köyümüzde de öncelik her zaman olduğu gibi misafiredir. Ne varsa getirilir sofraya. Yeter, istemiyorum da deseniz hiç olmazsa tatmak zorundasınızdır sofraya gelen yiyeceklerden.
Bir gün bizim köye yolunuz düşer de bize uğramazsanız eğer küser darılırım. Babaannem de çok kızar. Darılır size.

Ne zaman yolunuz düşerse beklerim bizim köye. Çam sakızı çoban armağanı.
Allah ne verdiyse birlikte yeriz.
Merak etmeyin soframız bereketlidir. Herkese yeter.

Neresi mi benim köyüm?Çok özür dilerim. Söylemeyi unuttum.
Neyse biraz merak edin …


 -----------------------------------------------------------------------------O-----------------------------------------------------------------------

  

Belediyemiz sosyal etkinlik düzenleyebilir.Ne olabilir? Mesala Bir tiyatro etkinliği yapılabilir.Beldemizde Kuran kursu eğitimi almış olan kursiyerlerden bir mevlitli tilavet ziyafeti verilebilir.Çocuklarımızın katılacağı , büyüklerimizinde destekleyeceği uçurtma şenliği düzenlenebilir.. Daha çok şey akla gelebilir,Yeter ki Bu yönde niyetlenelim. ALİ DOĞAN

 

 ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BELDEMİZDEN HABERLER

24.09.2010 11:33

  SODES ÇAKIRHÜYÜK’E DERSANE AÇABİLİR 

               Beldemizde ilköğretim ve orta öğretim çağında okumakta olan 600-700 civarında  öğrenci var . Bu kadar öğrencisi olan bir belde de küçük bir dersanenin bile olmaması çok düşündürücü değil mi? Malumunuz sodes kapsamında bir çok proje hayata geçiriliyor.Üstelik bütün masraflar sodes tarafından karşılanıyor. Yeni bir projeniz varsa Sodes'e sunuyorsunuz , sodes bunu inceliyor ve yararlı olacaksa yapımını ve bütün maliyetini kendisi üstleniyor. Kısacası paramız yok diye yapamadığımız bir çok proje hayata geçiriliyor.  Peki Çakırhüyük’te bir Eğitim ve Kültür Merkezi (dersane) açılması için bir projenin verilmesi için yetkililer , eğitimciler veya duyarlı vatandaşlar neden uğraşmıyor. Bu proje için Çakırhüyük’e yapılacak olan dersane için gerekli olan yer sorunu,etüt merkezi bir şekilde halledilir.Yer sorunu ile ilgili sıkıntı halledilemezse o zaman  sodes kendisidevreye giriyor ve etüt merkezi için yer kiralıyor. Bu etüt merkezinin sırası, masası, tahtası hepsi sodes tarafından karşılanıyor. İçinde projeksiyon makinası , tepegöz , deneme kitapçıkları , soru bankaları vb. kaynaklar yine hakeza,  hepsi temin edilecektir. Üstelik öğrenci velileri bu kurslara hiçbir ücret de ödemeyecektir. Buraya öğretmen , müdür görevlendirilmesi de milli eğitimdeki öğretmenlerin boş saatlerinde yapılabiliniyor zaten. Buradaki görev alan öğretmenler Meb’den daha yüksek ek ders ücreti bile alabiliyor Bu uygulama hem sınavlara hazırlık amacı da taşımış oluyor. Örnek olarak ülkemizin birçok  il veya ilçesinde bu amaçla açılmış dersaneler var. Üstelik bu dersanelerde tenis salonları vb. sportif aktivitelerin yapıldığı bölümler de var. Öğrenci aynı zamanda ders dışında spor da yapabiliyor.. Ayrıca öğrencilerin piknik gibi gezileri için  maddi destek  de sağlanabiliyor.  Daha sayamayacağımız bir sürü eğitim hizmeti...

            Peki birileri eğitimde fırsat eşitliği  projesiyle  köylere bu hizmeti götürürken biz neden halen duyarsızız. Bu projelerde amaç her öğrencinin eşit eğitim alması değil mi? Neden çocuklarımızın eğitimde daha iyi okullarda okuyan öğrencilerden geri kalmasına razı oluyoruz ki. Devletimiz bu fırsatı vermişken onları bu eğitimden alıkoyarsak vicdanımız rahat olacak mı?

            Lütfen bu projeye sahip çıkalım!... 

                                                                                                                   HABER:

  

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Taraf Gazetesi Yazarı Sevan NİŞANYAN'ın ''Kelimebaz'' adlı köşesinde 26.10.2009 tarihinde ''Behesni’nin şimdiki adı Besni, Adıyaman’ın ilçesi. Süryanice bir isim olmalı; yanılmıyorsam “Kaleli” ya da “Kaleiçi” gibi bir şey demek. O yöredeki yer isimlerinin çoğu Süryanice-Aramicedir. Buna karşılık Keysun Rumcaya benziyor, tıpkı Kayseri’deki Muncusun, Tavlusun, Hormusun, Aksaray’daki Mamasun’la Dadasun, İçel’deki Apsun, Sivas’taki Mudasun ve Kesresun gibi. '' dediğni yani Keysun adının Rumca'ya daha çok benzediğini biliyor muydunuz?

 

..................................................................................................................................

 

4. SAYFA

 

 

 

   Cebrail ÇİĞDEM  

  

 

                                                                  EĞİTİME DAİR 

 

                Kıymetli Keysun Birlik gazetesi okurları; ben gazetemizin ikinci sayısında beldemizin eğitimdeki başarılarına , aynı zamanda eğitim sorunlarına da değinmek istiyorum.

                Malumunuz üzere ülkemizin bir çok yerinde görev yapan  Çakırhüyük'lü arkadaşlarımız bulunmaktadır.Beldemiz gençleri çalışkanlıkları , iradeli ve azimli duruşlarıyla  hem çok iyi mevkilere  gelmekte hem de mesleklerini layıkıyla yerine getirmektedirler. Keysun dışında görev yapıp ta  şu an bu yazımı okuyan arkadaşlarımız beni daha iyi anlıyor olacaklar. Biz keysun halkı aslında hep başarıya doymak istemişizdir , bunun için  başlamış olduğumuz işte hep en iyisi olmak için çalışmışızdır. İstesekte  bizler bir işe kayıtsız kalamayız. Çünkü biz isteriz ki yaptığımız iş en iyisi olsun biz de o işin hakkını vermiş olalım. Yani bir nevi vicdani sorumluk meselesi diyelim. Bundan dolayıdır ki bir çok arkadaşımız çalıştığı kurumlarda layık olduğu tevvecühlere mazhar olmuşlardır. Bunun nedeni de eğitimin bizlerin seciyesine  kazandırdığı o sağlam temeldir.

                Beldemizde eğitim ; geçmişteki insanlarımıza  neler kazandırdıysa umarım beldemizin yeni nesillerine de aynı değerleri kazandırır. İsterseniz biraz da son yıllarda  keysunda eğitim , neden beklenen seviyede değil?  sorusunun cevabını arayalım. 

                Şimdilerde  Keysunda eğitim istenen başarı seviyesini yakalayamamıştır. Bu sorunun bizleri ilgilendiren kısmına yönelik bir değerlendirme yaparsak bunun nedeni :Çocukların biraz daha kontrolden uzak  yetişmesindendir diyebiliriz. Biraz daha eleştirel bakış açısıyla bakalım; Bir çok lüzumsuz işe gereğinden fazla önem vererek veya zamanımızı o boş uğraşılarla öldürerek , çocukları ilgisiz bırakmamalıyız derim. Şunu unutmamak gerekir: Teknoloji geliştikçe çocuklar ve aile bireyleri hayatta daha da yalnızlaşıyor. Çünkü tv’ye ayrılan zaman ,çocuğun eğitimine gösterilmesi gereken zamanla ters orantılıdır. Eğer o çocuğu iyi bir mevkide görmek istiyorsak , onun okulda yaptıklarını ve yaşadıklarını ;  diğer insanların ne yaptığından veya tv deki  lüzumsuz olan programlardan daha önemsiz görmemeliyiz. İlgisiz  yetişen öğrenci bir bakmışsınız okuldan ve  derslerden  uzaklaşmış , sonra kendisini avare arkadaşlarının rüzgarına bırakmış ve amaçsız bir genç olup çıkmış.  Dolayısıyla  veli de bunun farkında olmadan bir bakıyor yarınlara işsiz genç bir evlat yetiştirivermiş. Sonra velinin dediği söz şu oluyor:’Ne yaptıysak okutamadık.’

               Lütfen çocukların eğitim hayatını kontrolümüz altında tutalım. Unutmayalım ki ; gelecek için yapılan binaların temeli bugünden atılır.

               Yazımı şu sözümle bitirmek istiyorum : Öğrencilerimizin gelecekleri için önemli olan hedeflerini ; bizim şahsi hedeflerimize değişmeyelim.                                                                                                                         

                                                                                                                          DEVAM EDECEK.

 

                                                                                                 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

EĞİTİM SORUNLARI KÖŞEMİZ

24.09.2010 11:36

 

 

 

                         2010 LYS ‘DE  ÇAKIRHÜYÜK’TE BÜYÜK BAŞARI 

 

            Beldemiz üniversitelere öğrenci kazandırmaya devam ediyor. Beldemizde bu yıl üniversiteyi kazanan öğrenci sayısında büyük bir artış yaşandı. Bilindiği üzere  Çakırhüyükte lisans mezunu olan ve yüksek mevkilerde görev alan çok sayıda belde sakinimiz bulunmaktadır. Çakırhüyük’te üniversitelerin iyi bölümlerine öğrenci göndermek gelenek haline geldi.

            2010 LYS’de de gelenek bozulmadı ve beldemiz öğrencileri yine gurur kaynağımız oldular.

   

                          Çakırhüyük ‘ün İftihar Tablosu 

                    Öğrenci adı                  Kazandığı Üniversite ve Bölüm 

                     Erdal DOĞAN                Marmara Üniv.   Diş Hekimliği 

                     Hüseyin ÖNCEBE          Kafkas Kars Üniv. Sınıf öğretmenliği

                     Şahin PARLAK              Kafkas Kars  Üniv.  Sınıf  öğretmenliği 

                     Mehmet ERTÜRK           Adıyaman Üniv.  Tarih Öğretmenliği

                     Serpil ÖKKE                  Adıyaman üniv. Hemşirelik 

                     Ümran ERTÜRK             Kafkas Kars Üniv. Kamu Yönetimi

                      Mehmet YÜCEL            Batman Üniv. Jeoloji Mühendisliği

                      Mustafa ÖKKE              Gaziantep Üniv. Oğuzeli M.Y.O. Güvenlik 

                      Deniz ORHAN               Celal Bayar Üniv.   M.Y.O. İşletme 

 

             Bu yıl beldemizde ilk kez bir diş hekimi ve her zaman olduğu gibi öğretmenlik ve hemşirelik bölümüne giden arkadaşlarımız oldu. Onlara gelecek hayatlarında başarılar diliyoruz. Beldemizin adını yüceltip bizleri de mutlu ettikleri için sonsuz şükranlarımızı sonuyor ve onlara teşekkür ediyoruz.           

            Gelecek sayımızda  kazanan öğrencilerimizden her hafta birisinin başarı öyküsünü yayınlayacağız.  

    

                                                                                     Haber:                         

---------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------- 

 

         ÇAKIRHÜYÜK LİSESİ ÖĞRETMEN KADROSU DEĞİŞTİ

 

          Çakırhüyük Lisesi’ne Yeni Atanan Öğretmenlerimiz

 

Neşe KELKİT                         Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni

Hakan FİDAN                      Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni

Osman KURT                      Yeni  Lise Müdürü    

 

      Çakırhüyük Lisesi’nden Başka Okullara Tayini Çıkan Öğretmenlerimiz

 

Osman YAĞLI                         Kimya öğretmeni

Derya ÖZGÜR                         Felsefe öğretmeni

Ahmet GÜLLÜ                         Matematik öğretmeni

Sebiha ARAS                          Türk Dili ve Edebiyatı öğret.

Çelebi  TAŞDEMİR                   Eski Müdür  

  

 

 

 

 

 

 

      Çakırhüyük Lisesinin Şuan Ki Eğitimci  Kadrosu   

 

Osman KURT                           Müdür

Recep DOĞAN                         Müdür   Yardımcısı

Filiz AKKAYA                           Beden  Eğitimi öğrt.

Ümit ACUN                              Matematik öğrt.

Songül KURTBOĞAN                T.D. ve Edebiyat öğrt.

Erhan BOZKURT                       Tarih öğrt.

Bilal SARITAŞ                          Coğrafya öğrt.

Nurcan İLHAN