YIL:1 SAYI:1     1 - 15 EKİM 2010

 

*********************************************************************************************************

1.SAYFA

 

 

 

           Keysun Birlik Gazetesi bugünden itibaren sanal alemde... Gazeteyi yaşatmak için görüş ve düşüncelerinizi bizimle paylaşın...

 

          MARGUERİTE DURAS'ın yazmak adlı denemesinde çok güzel bir sözü vardı Şöyle diyordu DURAS:''Yazmak; insan yazsaydı ne yazardı, bunu öğrenme çabasıdır -ancak yazdıktan sonra öğrenebiliriz bunu'' Bizde bu düşünce ile yola çıktık, bizde Gazete çıkarsak ne yapardık, yazardık  bunu tecrübe ettik.. bunu da gazeteyi tamamladıktan sonra öğrenebildik... Öncesinde ortaya ne çıkacağını pekte bilmiyorduk.. Ama şunu söyleyebiliriz ki güzel bir tasarım ve zengin bir içerik olduğu konusunda görüştüğümüz kişilerce hemfikir olduk...Gazetemiz KEYSUNBİRLİK 15 günde bir çıkan yerel bir gazetedir..Ama arayı çok uzatmayacağız..Gazetemizin trajı sitemizin tıklanmasına endekslidir..Her tıklanma gazetenin okunması anlamına  geldiğinden her tıklanma  aynı zamanda gazetenin trajının bir tane daha artması demektir, Tabi  bu sizlerin ilgisi ve desteği ile olacak.

        Bu ilk sayımız, Sizlerden yoğun ilgi bekliyoruz...Şimdiden zevkli okumalar...

 

-----------------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------------

 

   BELEDİYE BŞK. SN. HASAN ÖZDEMİR'İN  İÇMESUYU İSALE HATTI İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI

  Beldemiz içme suyu ishale hattı ne oldu yapılmadı. Demek ki yapamadılar gibi beldemizde bir takım spekülasyonlar yapılmaktadır.
  Bu nedenle bir açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.

             İçmesuyu ishale hattımızın projesi 3 parça halindeydi. İller Bankası Genel Müdürlüğü birleştirilmesini istedi. Dolayısıyla 3 parça halinde olan projelerimizi birleştirmek için Gaziantep İller Bankası ve Özel Mühendis ile birlikte çalışmalarımız devam etmektedir. Çalışmalarımız tamamlanır tamamlanmaz İller Bankası Genel Müdürlüğü tarafından hemen ihalesi yapılacaktır.

              Su ishale hattımız tarla, bağ ve bahçe içinde değilde yol güzergahında gideceği için mevsim ile bir sıkıntımız olmayacaktır. Tabiki gönül isterki şimdiye kadar bitirelim. Ama İmkanlar elvermedi. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızdan biraz daha sabırlı olmalarını temenni ederim.

              Saygılarımla…

                                                                                                 Hasan ÖZDEMİR

                                                                                                 Belediye Başkanı

 

 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KEYSUNLU_02

 

 

Merhaba sevgili Keysunlular. Bundan böyle sizlerle her hafta bu sayfalarda buluşacağız.

Siz bu satırları okuduğunuz sırada, ben çoktan ikinci yazımı yazmış olacağım.

 

             Çok Sıcak yaz günlerini ağır ağır geride bıraktığımız şu günlerde beldemize ait bir gazete çıkarılacağı fikri beni fazlasından çok heyecanlandırdı..ve ardından gelen köşe yazarlığı teklifi heyecanımın zirve yapmasına sebep oldu... İşte ilk yazım.. Bugün kasabamızın ilk online gazetesinin ilk sayısı ile karşınızdayım. Gazetemize ad düşünülürken ince eleyip sık dokunulduğu ortada.. Bu ad öylesine seçilmediği belli.. Kasabamızın en önemli eksikliği olan birlik ve beraberliğe vurgu yapan birlik ve beraberlik için  çalışmayı misyon seçmiş bir gazete...

            Gazeteniz KEYSUN BİRLİK;Okuyan, sorgulayan, üreten; seviye ve emeğe inanan insanları bir araya getirmeyi amaçlıyor.Keysunbirlik Gazetemiz İle ovamızı tanıtarak, sorunlarını dile getirerek yöremizin geleceğine bir tuğlada bir eklemek istiyoruz..

           Gazetemiz,sizin gazeteniz artık, yaşatmakta size bağlı…

 

Daha yazacak söz çok, buraya mim koyalım ve yazıma Nurullah Gencin Şu dizeleri ile son verelim…

 

            Benden anlamadın şiirden anla

            Senin gülüşünle yaşadığımı

            Akşamı ettiğim senden kalanla

            Sabaha seninle başladığımı

            Benden anlamadın şiirden anla

 

Gelecek sayıda yine bu köşede olacağım… Selametle Kalın..

**************************************************************************************************************

 

 

2.SAYFA

 

KeysunBirlik Gazetesi olarak Keysun ovasının Çiftçi kayıt sistemi ve Tapu Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre  toplam arazisinin ne kadar olduğuna  ulaştık...Aşağıda Çiftçi kayıt sistemine göre  Kayıtlı Araziler ile Tapu sicil Müdürlüğü Kayıtları bulunmaktadır.. Ancak Bu iki  kayıt sistemin karşılaştırıldığında Keysun ovasının toplam arazisinin  iki kayıt sisteminde farklı farklı olduğunu gördük...

 

ÇİFTÇİ KAYIT SİSTEMİNE KAYITLI ARAZİLER
KÖYLER Arazi varlığı(da)    
Çakırhüyük bucak merkezi(Merkez Levzin Abumıstık Boybey Pınarı) 17288    
Çamuşçu 5593    
İnce 2848    
Kargalı 5069    
Kesmetepe 2813    
Yolduzu 4717    
Aşağısöğütlü 4848    
       
TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ KAYITLARI
KÖYLER Arazi varlığı(da)    
Çakırhüyük bucak merkezi(Merkez Levzin Abumıstık Boybey Pınarı) 16290*    
Çamuşçu 7190    
İnce 4250    
Kargalı 5757    
Kesmetepe 4383    
Yolduzu 7824    
Aşağısöğütlü 7119    
*Boybeypınarı mahhallesi tapularını sonradan aldıklarından tapu sicil kayıtları eskidir.    
               

                                                                                                               Haber: 

 

------------------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------------------

 

 

 

 

 

 

Beldemiz Levzin Mahallesi ile Konuklu köyü İznik mezrası yolu asfaltlandı. Yol yapımı için Emeği geçen Millet vekilimiz Sn. Mehmet ERDOĞAN'a Levzin  Mahallesi sakinleri ve konuklu köyü sakinleri şükranlarını bildirdiler... 

 

 

KÖŞE YAZARI

24.09.2010 11:19

ALİ KEKLİKTEPE (Konuk Kalem)

 

                                                          NAZAR ÜZERİNE

              Arapça ‘nazar’ kelimesi , ‘bakış’ anlamına gelir. Türkçe’de de ‘nazar’ kimi insanların bakışlarındaki zararlı güç ve bu nitelikleriyle, bir kişiye, bir hayvana ya da bir nesneye bakmakla, canlı üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm, nesne üzerinde kırılma gibi olumsuz etkinin meydana gelmesidir. Nazar sadece insanlara özgü bir olay olmayıp, mal mülk, hayvan, toprak, ağaç, çiçek, eşya ve evlerde nazara uğrayabilir. Herhangi zararlı bir olay, böyle bir sebebe yüklendiği zaman ‘nazar değdi’, ‘nazara uğradı’, ‘göz değdi’, ‘nazara geldi’, ‘göze geldi’, ‘göz aldı’vb. deyimler kullanılır. Nazar toplumsal ve kültürel bir üründür. Bugün olduğu gibi tarihi devirlerde de mevcuttur .Nazar inancını Neolitik çağlara kadar götürmek mümkündür. Balta şeklinde yapılmış olan nazarlıklar, (amuletler) Girit’te , Aşağı Mısır’da, Malta’da , Kuzey Fransa’da ve Britanya’da Bronz çağında bulunmuştur. Eski çağlardan itibaren Batı’da ve Doğu’da büyünün ve nazarın kötü etkilerine inanış ve tedbir alma bilgisi kökleşmiştir (.Uğursuz gözden çıkan fenalığı defetmek için kullanılan el şeklinde muskalar, Mısırlılar, Fenikeliler, Yunanlılar, Romalılar tarafından kullanılmıştır .Gerçeklere aykırı olmakla birlikte, gözleri fazla çukur, kaşları birbirine bitişik olanlarda ve açık çiy mavi gözlerde nazar gücü olduğu sanılır ve de mavi gözlülerin kötü niyetli, kıskanç, başkalarına zarar vermekten hoşlanan kimseler olduğuna inanılır . Kıskançlık duygusunun nazara yol açacağı inancı yaygındır. Yalnız şom göz değil, şom ağızda vardır . Keskin göz ve güçlü dil, baktıkları ya da övdükleri canlıların, hastalanarak ölmelerine neden olur. Özellikle kişinin yakınlarının, fazla hayranlık ve sevgi duyguları da nazara neden olur

             Nazar inancı tarihi devirlerde olduğu gibi, bugün de mevcuttur. Nazarla ilgili pratikler genel olarak iki grupta toplanabilir.

             Nazar değmeden önce korunma amacıyla yapılanlar yada Nazar değdikten sonra kötü durumları ya da hastalığı sağaltmak amacıyla yapılanlara örnek;  Nazarlık, Tuz Kavurma, Üzerlik Tütütme, Tuz Öveteleme, Tuz Gömdürme, Dua Okuma .

             Halk inancına göre, onu üzerinde taşıyanı büyüye hastalıklara ve diğer fenalıklara karşı korumaya veya içinde bulunduğu fenalıklardan kurtarmaya hizmet eden objeye nazarlık denir. Nazarlığın türlü çeşitleri olup, taşlar (akik,firuze) , madenler (altın, gümüş, demir) üstüne dua yazılı parşömenler en çok kullanılanlarıdır. Ayrıca Çörek Otu,  Üzerlik Otu,  Sarımsak,  Deve Dikeni,  Hurma Çekirdeği  gibi bitkiler,  çeşitli hayvanların kabukları, dişleri, boynuzları, kafatasları (Kaplumbağa kabuğu ve kürek kemiği, Geyik boynuzu, Köpek ve Öküz kafatası, Kurt dişi, bazı deniz böceklerinin kabuğu gibi),  yumurta kabuğu, at nalı, göz boncuğu, Fatma Ana Eli, Meryem Ana Eli, küçük çocuk ayakkabısı, nazara karşı korunmada kullanılan unsurlar arasında yer almaktadır.

              Canlı varlıklar için,  nazar boncuğu,  muskalar,  çörek otu,  kurt dişi,  deniz hayvanlarının kabukları vb. elbiseye iliştirilir veya hayvanların boynuna asılır. Cansız varlıklar içinse evlerin kapılarına at nalı, nazar boncuğu,  üzerlik,  küçük çocuk ayakkabısı,  deve dikeni asılır.  Tarla,  bağ ve bahçelere öküz başı,  köpek kafatası at nalı, yumurta kabuğu Arabalara   nazar boncuğu,  küçük çocuk ayakkabısı asılır.

******************************************************************************************************************

 

 

 

3.SAYFA

 

             SODES KAPSAMINDA - KAHVEHANEDEN SAHAYA PROJESİ

SODES Projeleri ve bu kapsamda yöremize verilen teşvikleri farklı mecralarda bahsetmiştik .

"Küçük dokunuşlar, gerçekleşen hayaller..." Bu duygu yüklü cümle, iki yıldır Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) koordinasyonunda uygulanmakta olan Sosyal Destek Programı (SODES) tarafından benimsenen slogan. SODES, doğrudan insanları hedef alan finansal açıdan mütevazı ama insanlık açısından iddialı mikro projelerden oluşuyor.

SODES'in hedeflediği insanlar; yoksulluk içinde, sosyal olanaklara erişmekten mahrum kadınlar, gençler, işsizler, göç etmişler... SODES bu insanlara doğrudan yardım yerine -ki bu zaten DPT'nin görevi değil-, mutat deyişle "balık tutmayı" öğretmeyi ve bu insanları toplumsal yaşamla bütünleştirmeyi amaçlıyor. Toplumsal yaşamdan büyük ölçüde dışlanmış bu insanların istihdam edilebilirliğinin artırılması için mesleki eğitim verilmesi, istihdama erişimlerinin kolaylaştırılması, kendi işini kurabileceklere destek olunması, kültürel ve sportif faaliyetlerin geliştirilmesi, başarılı yoksul öğrencilere kurs desteği sağlanması SODES'in başlıca faaliyet alanları.GAP kapsamında bölgede ciddi alt yapı ve fiziki yatırımlar yapıldığını belirterek, SODES da insanların bire bir istifade edebileceği, bilgi birikimini artırabileceği sosyal yatırımların güzel bir örneğini teşkil ediyor..

Bu kapsamda SODES'ten Beldemiz ne gibi istifade etmiş diye bakıyoruz, Beldemizdeki okullara kütüphane kurulması dışında göze görüken pek birşey olmadığını görüyoruz...  Evet Keysun Birlik Gazetesi olarak Beyin Fırtası yaparak  bir proje sunuyoruz yetkililere..

Projenin Adı:  KAHVEHANEDEN SAHAYA

Projenin Türü: Kültür, Sanat ve Spor Projesi

Projenin Hedefleri: Mevcut alanın spor  yapılabilecek standartlara kavuşturulması,Bireylerimizin sportif faaliyetlerini gerçekleştirmelerini sağlamak, Sportif alanlarda yetenekli olan gençlerimizin tespit etmek

 

Hedef bölgenin belirlenen ihtiyaç ve sorunları:Sosyal imkânları ve boş zamanlarını değerlendirmek için fazla seçenekleri olmayan gençlerimiz bu sahayla hem boş zamanlarını değerlendirmek için bir seçeneğe sahip olacaklar hem de topluma adapte olmuş, kötü alışkanlıklardan ve kişilik gelişimlerinde kendilerine zararlı olacak kişilerden uzak durmuş olacaklardır.Beldemizin fiziki şartlarından dolayı burada yaşayan gençlerimiz bedenen spor aktivitelerine yatkın insanlardır. Bu gençlerimiz uygun şartlarda ve biraz da destek görmeleri durumunda  futbol ve sporun diğer dallarında iyi birer sporcu, futbolcu olabilme şansını yakalayacaklardır.

Hedef Grupları: Çakırhüyüklü sporseverler, Beldemizdeki okul takımları,beldeye bağlı mahallelerdeki köy takımları

EĞER Belediye Başkanlığımız İlgi gösterip projeye desteklerini gösterirse Keysunbirlik Gazetesi olarak projeyi kısa zamanda tamamlayıp Belediye başkanlığımıza teslim ederiz...

                                                                                                                            HABER:

 

 

KÖŞE YAZARI

24.09.2010 11:31

KERİM BAYDAK (Konuk Kalem)

 

                                                     IRGATLIK ÜZERİNE

 

Yılın sekiz ayı,  dışarda geçer.
Kuru ekmek ile, biraz su içer
Irgat onun adı, olur hep göçer.
Kader mi der yoksa, suçlu mu arar.
 
Mevsimler de değişti. Artık sıcaklar bile farklılaştı.
Gerçekten mevsim normallerinin üzerinde olan kavurucu sıcaklar insanların dışarı çıkmasını engelliyor.
Tabiri caizse, dört duvar arasında çalışanlar, vantilatör, klima... gibi çeşitli şekillerde serinleyebiliyorlar.
Ya dışarıda çalışanlar?
Ya senenin en 7-8 ayı dışarıda çalışmak zorunda kalanlar.İmkanı olmayan, kısıtlı şekilde karınları doyan, ırgat diye bilinen bu insanlar, il dışına çalışmak zorunda kalanlar, nasıl tahammül ediyorlar.
Doğrusu tahmin etmek zor. Ancak gidip çalışanlar anlayabilir. Belki  görmeden atıp tutmak ve biçip kesmek kolay.
Bu sıcaklarda çalışmak bir sorun, yer ayarlayabilmek ve sonrasında yevmiyesini alıp alamamanın ya da nasıl alabileceğinin derdine düşmek de bambaşka bir dert.
 
Irgatlık zor şey, yaşadım inan,
Hayatı nefretle, anmışım o an,
Bu durumda iken, geçmez ki zaman,
Kader mi der yoksa, suçlu mu arar.
 
Bir keresinde ben de Malatya'ya yılın ırgatlığının ilk ayağı olan kayısı toplamaya gitmiştim.
Bahçede çalışmaya  başladık. Ekmeğini ve yemeğini onlar verirse, sanşlısın demektir. Bahçe sahibinin size lâyık gördüğü yemekler de ne derece beslenmeye elverişli olur, o da ayrıca tartışılabilir.
Yoksa kendi çabanla, belki üç beş kuruş daha arttırabilirim düşüncesiyle kuru ekmeğe talim edersiniz.
Betonarme evi olan bir bahçeye rastladıysanız şanslısınız demektir, yoksa bir kayısı ağacının altında kurulan  küçük-büyük tüm çocuklarınızla küçücük bir çadırda yatmaya mecbur kalırsınız.
O kavurucu sıcakta çalışmak ne kadar zordur tahmin edemezsiniz.
Sabah ezanıyla beraber çalışmaya başlanır ve  çoğu yerde yatsı namazıyla ancak  günlük işler biter.Yemek yenir yenmez bitmiş tükenmiş olarak yatağa yığılıverirsiniz.
Ne hak arayan var, ne haklarını arayan var. Çalışan da az çok demeden para kazanmak uğruna sesini çıkarmaz. Belki bir iki mevsimlik işçi derneği vardır. Ama göstermelikten öte değil. Çünkü  dernekler  günlük yevmiyeyi kaç  TL  olarak biçerlerse biçsinler, bahçe sahipleri kendi bildiklerini okurlar. Bilir ki, çoluk çocuğuyla beraber gelenler, mecburen çalışacaklar.
Bir de insana işi olduğu sürece belki biraz müsamahalı davranırlar, ancak işleri bittiği gün tanımamazlıktan gelirler.
Ben çalıştığım zaman da aynı sıkıntıları yaşadığım için, durumlarını çok iyi biliyorum.
Çalışmaya başlamadan ücret tespiti yapmamıştık. Hatıra binaen  gittiğim yerde, sabah namazından yatsı namazı arası çalışıp duruyorduk. Belki ihtiyacım yoktu, ama hem çocukların anlaşılmayan merak ve alınacak paranın verdiği hevesle zorlanarak da olsa  çalışmaya başlamıştık. Aslında ne işte çalıştığımızı bilemez olduk.  O gün akşama kadar mevcut ne iş olursa olsun çalışıyorduk. Ne de olsa işçiydik ya! Yapılan işler saymakla bitmez.
Nihayet iş bitip de sıra parayı vermeye gelince... İşte esas dananın kuyruğu o zaman kopuyor. Para vermek zor iş velhasıl. Hele emeğinin hakkını vermek veya almak çok çok zor oluyor.
Belki, günlerce beklersin.
Belki, evinize dönersiniz, bahçe sahibinin vicdan ve merhametine kalmış şekilde paranın gelmesini beklersin.
Belki, olması gereken veya konuştuğunuz ücretin altında bir parayla aranız bozulur, tartışırsınız.
Belki, çavuşun (Elçi)   azizliğine uğrayıp  paranızı zamanında  ya da hiç alamazsınız.
Birilerini  bir kalemde trilyonlar kazandığı...
Birilerinin zahmetsiz ve hesapsız para kazanmak uğruna, çeşitli çirkeflere battığı...
Birilerinin,  para kazanmak uğruna bazılarının sırtına basarak yükselmeye çalıştığı...
Bir zamanda, bu kavurucu sıcaklara kayısı toplama işiyle başlayıp, pamuk çapalama, pamuk, fıstık, fındık, elma... toplama gibi geçici işlerle hayatını idame ettirmeye çalışanların  emekleri neden hiçe sayılır, hakları verilmez, neden hakları aranmaz, alınan kararlar yürürlüğe girmez, neden ikinci sınıf insan muamelesi yapılır, anlam vermek zor.
Acaba; burada suçlu aramak  mı gerek.
Yoksa: kader deyip geçmek mi gerek, bilemiyorum.

***********************************************************************************************************************

 

 

 

4.SAYFA

 

 

 

 2010-2011 eğitim - öğretim yılında geliş - gidiş yapan personele( ÖĞRETMEN) ait liste

 

ÇAKIRHÜYÜKTEN 2010  YILINDA DİĞER OKULLARA TAYİNİ ÇIKAN ÖĞRETMENLER


 Ayşe DOĞAN                   Çakırhöyük İ.Ö.O Tektaş Köyü Besni
 Ayşegül ÖCAL                  Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 Burçin TÜRKMENOĞLU     Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 İhsan ZAVALSIZ                Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 İlker SİVRİ                         Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 İnanç KIRNIK                     Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 Mehmet TABAKÇI              Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 Mükremin ÖZER                Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 Onur DOĞAN                    Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 S.Ahmet KILINÇ                Çakırhöyük İ.Ö.O Hasalı Köyü/ Besni
 Serap ESKİ                       Çakırhöyük İ.Ö.O Besni
 Songül KARAGÖZ             Çakırhöyük İ.Ö.O Gaziantep
 Sultan YALÇIN                  Çakırhöyük İ.Ö.O Adıyaman
 Yurdagül GÜNEŞ              Çakırhöyük İ.Ö.O Çaşucu Köyü Besni

 

DİĞER YERLERDEN ÇAKIRHÜYÜK'E TAYİNİ ÇIKAN ÖĞRETMENLER

 

Bekir GüRER             Yoldüzü İ.Ö.O Çakırhöyük Beldesi Besni
Ergün ŞAHİN             A.Söğütlü İ.Ö.O Çakırhöyük Besni
Ş.Mehmet YÜCE       Yoldüzü İ.Ö.O Çakırhöyük Beldesi Besni


---------------------------------------------------------O-------------------------------------------------------------- 

  

                        LYS EK YERLEŞTİRME BAŞVURU TARİHLERİ

Üniversitelerdeki boş kontenjanlara yapılacak ek yerleştirme başvurularının tarihleri belirlendi. Üniversite için şansını yeniden denemek isteyenler, 6-11 Ekimde başvuru yapabilecekler.

 

Buna göre, 2010-2011 eğitim-öğretim yılı için merkezi yerleştirmede boş kalan kontenjanlara 2010-ÖSYS sonuçlarına göre ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacak.

Adaylar, 2010-ÖSYS ek yerleştirme tercihlerini, 6-11 Ekim 2010'da başvuru merkezleri aracılığıyla veya internet üzerinden bireysel olarak kendileri yapacak. 2010-ÖSYS merkezi ilk yerleştirmede tercih işlemi yapılabilen tüm ortaöğretim kurumu müdürlükleri ve ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ÖSYS'de başvuru merkezi olarak görev yapacak. Başvuru süresi kesinlikle uzatılmayacak.

Adaylar, 2010-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu ile Tercih Formu'na, başvuru süresi içinde ÖSYM'nin https://www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşabilecekler. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacak.

 

---------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------------

 

                  “İlk Ders” Genelgesi ''

 Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının “İlk Ders” hakkındaki 08.09.2010 tarih ve B.08.TTK.0.72.02.00/6312 sayılı 2010/53 no’lu genelge örneğine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.


http://ttkb.meb.gov.tr/duyurular/ilkdersgenelgesi2010_2011.pdf 

 

 ---------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------------

 

AB Projeleri Toplantı Duyurusu

 

 

Besni İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi, AB projeleri ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapacaktır. Bu toplantıya tüm Yabancı Dil Öğretmenleri ve okul müdürleri katılacaktır;  Yabancı Dil öğretmeni bulunmayan okullarda da yabancı dil yeterliliği olan 1 öğretmeni ile okul müdürünün hazır bulunması gerekmektedir.

Merkez (Besni) İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları

Yer                  : Besni Kız Meslek Lisesi Toplantı Salonu

Tarih               : 05.10.2010 Salı Günü

Saat                : 09:30

 

Belde-Köy ( Müstakil ) İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları

Yer                  : Besni Kız Meslek Lisesi Toplantı Salonu

Tarih               : 05.10.2010 Salı Günü

Saat                : 14:00

 --------------------------------------------------------O--------------------------------------------------------

 

 

ERTELENMİŞ OLAN KPSS SINAV TARİHLERİ AÇIKLANDI

 

ÖSYM, KPSS Eğitim Bilimleri testinin iptal edilmesinin ardından sene sonuna kadar yapılacak 12 sınavın tarihlerinin değişeceğini bildirmişti. Bunun üzerine ÖSYM KPSS Eğitim Bilimleri sınavının da dahil olduğu yeni bir sınav takvimi belirledi.

Buna göre, KPSS Eğitim Bilimleri sınavı 31 Ekim 2010 Pazar, KPSS Ortaöğretim-Önlisans sınavı 28 Kasım 2010 Pazar, Kamu personeli Yabancı Dil Bilgisi Sınavı (KPDS) ile Tıpta Yeterlilik Sınavı 5 Aralık 2010 Pazar günü yapılacak.

 

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KÖŞE YAZARI

24.09.2010 11:34

                                         

Cebrail ÇİĞDEM 

                                         EĞİTİM ÜZERİNE SÖYLEŞİ

 

                    Öncelikle beldemizin ilk sanal gazetesi olan keysun birlik adlı internet gazetemizin beldemize hayırlı olmasını diliyor ve inşallah sizlere yararlı olacağını ümidederek konuya kısa bir giriş yapmak istiyorum.

 

                    Bundan böyle gazetemizin eğitim köşesinde siz kıymetli okurlarımız için eğitim üzerine yazılar yazmaya çalışacağım. Bana ayrılan bu sayfamda lisanımın el verdiği dilimin döndüğü kadarıyla eğitimle ilgili konularda yazılar yazmaya gayret göstereceğim.Sayfamda genellikle; beldemizde eğitim ne seviyede ? Eğitime gereken hassasiyeti gösterebiliyor muyuz? Velilere, öğrencilere ve öğretmenlere düşen görevler neler? Okul- aile ilişkisi nasıl olmalı? vb. soruların cevaplarını birlikte aramaya çalışacağız, bu sorulara cevap ararken eksiğimiz varsa hata nereden kaynaklanıyor, eğer iyiysek de daha iyi olmak için neler yapmalıyız? Gibi dönüt alacağımız yararlı tartışmalara gireceğiz.

 

                     Bana ayrılan köşemin amacından söz ettikten sonra eğitim üzerine kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

 

                    Neden eğitim? Çünkü kendimize ailemize,yakınımızdakilere,çevremize ve ülkemize yararımızın olması için olmazsa olmaz diye nitelendirdiğimiz temel bir gereksinimdir eğitim.ulusları ileri uygarlık seviyesine taşımak, kaliteli eğitim sayesinde oluyorsa ; geri kalmış medeniyetler zilletine düşürmekte, kalitesiz eğitim yüzünden olmaktadır. Kaliteli bir eğitimin gerçekleşmesi de biz bireylere bağlıdır. Bunun için her fert, eğitim adına üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirmelidir.

                   Konuyu daha fazla uzatmadan burada kesmek istiyorum.beldemizin eğitim konularına ve sorunlarına gelecek sayımızda değinmeye çalışacağım.benim ilke edindiğim bir sözle yazımı tamamlamak istiyorum.en büyük yatırım eğitime yapılan yatırımdır.çünkü bu yatırımdan hem bizler hem bizden sonraki nesiller istifade edecektir.bana göre bunun dışında yapılan yatırım boş yatırım yani ölü yatırımdır. Saygılarımla….

  

                                                                                                                      DEVAM EDECEK.